Travma; kelime anlamı olarak yara, şok ve yaralanma anlamına gelir. Ruhsal, sosyal ya da fiziksel durumu olumsuz anlamda etkileyen rahatsız edici bir duruma ya da yaşamı tehdit eden bir olaya ya da olaylara karşı oluşan tepkilerdir. Bu olaylar dizisi, aslında tamamen kişinin iradesi dışında gelişir. Fiziksel ve duygusal olmak üzere iki gruba ayrılan travmanın fiziksel türünde daha çok kaza, yaralanma ya da doğal afetler söz konusudur. Bunun yanı sıra vücutta fiziksel olarak yansımalar da ortaya çıkabilir. Psikolojik travma durumunda ise genel olarak kişinin duygusal bir acı yaşaması söz konusudur. Bu durumda ise psikolojik hastalıkların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Travma, kişinin kendi kontrolü dışında gelişen korkutucu, stresli ve başa çıkması zor olan olay ya da olaylar yaşaması duygusal veya fiziksel yaralanma durumlarını içine alan bir kavramdır. Fiziksel ve duygusal olmak üzere iki gruba ayrılan travmalar, kişinin kalıcı ve derin etkiler yaşamasına neden olabilir.
Yaşanan travmatik olayların kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü aynı olay bazı insanlar için başkalarına göre çok daha fazla travmatik ya da az travmatik etkiler yaratabilir. Ancak yaşamın erken döneminde şiddet, istismar, psikolojik baskı gibi durumlar çoğu zamanda derin ve yıkıcı etki yaratan travmalar olduğu için bu durum yaş ilerledikçe daha fazla açığa çıkar. Aynı şekilde yaşanan ciddi bir kaza, yaralanma, doğal afet, şiddet kurbanı olmak ya da savaş yaşamak gibi fiziksel travmalarla beraber beklenmedik ve ani bir vefat haberi kişinin kontrolü dışında olan duygusal travmalar yaşam deneyimi açısından kalıcı etkiler bırakabilen travmalara örnek verilebilir.
Bunların ışığında yaşanan travmalar, kişinin benlik ve güvenlik duygusu ile beraber duygularını düzenleme ve hem ikili hem de sosyal ilişkileri doğru şekilde yönetme becerisine zarar verebilir. Travma yaşayan bu kişiler, travmatik olay yaşandıktan uzun süre sonra bile güvensizlik, utanç, güçsüzlük, çaresizlik, yalnızlık ve yoğun şekilde korku duygusu hissedebilir. Bunları aşabilmek için ise profesyonel destek almak gerekebilir.
Travma; fiziksel ve duygusal olmak üzere iki grup altında değerlendirilir. Fiziksel travmalar yaralanma, kaza, doğal afet, savaş gibi olayları içine alırken, duygusal travmalar ise kişinin duygusal reaksiyon göstermesidir. Duygusal travmalara örnek vermek gerektiğinde; sevilen bir kişinin ani kaybı, ilişki içerisinde ayrılık, çocuklukta istismar, ebeveynlerin boşanması ve psikolojik baskı sıralanabilir. Buna bağlı olarak:
Fiziksel travmalar, genel olarak yaralanma ve kazaları içine alır. Trafik kazaları, düşmeler, şiddetli yaralanmalar, sporcu yaralanmaları, fiziksel saldırılar, doğal afetler ve savaşlar fiziksel travma kaynakları olarak nitelendirilir. Bu durumlarda olayların etkisi vücutta fiziksel bir etki yaratır. Kanamalar, kırıklar, doku hasarları ile beraber ciddi hasarlar buna örnek verilebilir. Fiziksel travma sebepleri ve kişiler üzerindeki etkileri şu şekilde sıralanabilir:
Bahsi geçen bu fiziksel travma deneyimleri az ya da çok vücutta bir etki bırakır. Ciddi kazalar ve düşmeler sonucu vücutta oluşan yaralanmalar kimi zaman vücutta kalıcı ve ciddi hasarlar bırakabilir iken bazen bu deneyimlerin etkisi geçici olabilir.
Psikolojik travmalar ise daha çok yaşanan duygusal deneyimleri içine alır. psikolojik travma nedenlerine örnek olarak aile üyesi ya da değer verilen birinin beklenmedik vefatı, anne- babanın boşanması, çocukluk döneminde istismara maruz kalmak, ilişkide ayrılık yaşamak, işyerinde yaşanan yoğun mobbing gibi durumlar sıralanabilir.
Diğer yandan fiziksel travmalarda yerini alan savaş ya da doğal afetlerde psikolojik travma yaratabilir. Bu olayların fiziksel etkisinin yanı sıra psikolojik etkileri de kişide uzun yıllar boyunca kalıcı hasar bırakabilir.
Psikolojik travmalara ve kişide bıraktığı etkilere örnek verilmesi gerektiğinde;
Bahsi geçen tüm bu deneyimler, kişiyi psikolojik açıdan olumsuz etkiler. Ruh hali çok daha güçlü olan kişiler bu yaşadığı deneyimlerden daha az etkilenirken, hassasiyet seviyesi daha yüksek olan kişiler psikolojik travmaları daha uzun sürede ve zor atlatır. Kalıcı hasar bırakma ihtimali olan ya da travmaları atlatamadığı görülen kişiler ise mutlaka psikolojik olarak destek almalıdır.
Psikolojik ve fiziksel olmasından bağımsız şekilde travmanın insan üzerinde yarattığı bazı ortak etkiler mevcuttur. Bu etkilerin en başında ise kişinin hayatına travmadan önceki şekilde devam etmesinin çok zor olduğu gerçeğidir. Travmadan önceki aynı hayatına devam etmek için profesyonel bir destek almak son derece önemlidir.
Travmaların fiziksel etkileri ise genel olarak vücutta meydana gelen hasarla bağlantılıdır. Özellikle yaralanma ya da kaza sonrasında vücutta ortaya çıkan geçici ya da kalıcı fiziksel etkiler depresyon, panik atak, travma sonrası stres bozukluğu, güvensizlik, yalnızlık ve sürekli olarak korku-endişe hissi yaşamak gibi duygu ve düşünceleri sıralanabilir.
Travma belirtilerini fiziksel travma belirtileri ve psikolojik travma belirtileri olarak iki ana başlık altında ele almak mümkün olabilir. Fiziksel travma belirtileri yaralanma, kaza ya da düşmeye bağlı olacak şekilde kanama, kırık, ağrı, doku hasarı, şişme, baş dönmesi, baş ağrısı ve bilinç kaybı şeklindedir. Psikolojik travma belirtileri ise panik-atak, depresyon, TSSB, stres seviyesinin artması, yoğun endişe ve korku ile beraber güvensizlik hissidir. Buna bağlı olarak fiziksel travma belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Psikolojik travma belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:
Travmatik bir olay yaşayan kişi, yaşadığı bu durumun tanısını koymak için travma belirtilerini yaşayıp yaşamadığından emin olmalıdır. Travma semptomlarına dair herhangi bir işaret söz konusu ise bu konunun uzmanı bir profesyonel tarafından kişinin deneyim ve şikâyetlerine bağlı olarak bir teşhis konulabilir.
Travma tedavisi; aslında travmanın türüne bağlı olarak değişiklik gösterir. Fiziksel travmalarda daha çok fiziksel tedavi yöntemleri uygulanırken, psikolojik travmalarda ise kişinin yaşadığı duygu durumunu iyileştirmeye yönelik bir tedavi programına başvurulması gerekir. Fiziksel tedavi yöntemleri şu şekilde sıralanabilir:
Psikolojik tedavi süreçlerinde ise bu yöntemleri kullanmak faydalı olabilir:
Alanında uzman profesyonel kişilerden terapi almak için ilk olarak kişinin duygu durumunu düzeltmek için çok önemlidir. Bu terapiler arasında genel olarak psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi ve grup terapisi yer alır. Bahsi geçen uzman kişi tarafından kişi için en uygun olan terapi programı belirlenir ve sürece bu şekilde başlanır.
Terapi yöntemlerinin dışında ise travmadan kaynaklanan hasarı en az seviyeye indirmek ve kişinin tekrar hayata dönmesini sağlamak için meditasyon, akupunktur ve yoga gibi yöntemlere başvurmak da mümkündür. Bu yöntemler, kişiye ruhsal olarak bir dinginlik kazandırırken, kısa süre bile olsa travmanın yarattığı olumsuz duygu ve düşünceleri uzaklaştırma konusunda işe yaratabilir.
Hem psikolojik hem de fiziksel travma ile başa çıkmanın en önemli yolu aslında kişinin güçlü bir psikolojiye sahip olmasından geçer. Bu noktada hayatın içerisinde her ne yaşanırsa yaşansın, gerçekleşen deneyimin sadece kişinin başına gelmediği düşüncesine sahip olmak, yaşanan olayın ömür boyu sürmeyeceği gerçeğini dikkate almak gibi kişinin kendisine yapması gereken telkinler sürecin daha sağlıklı geçmesini sağlayabilir. Bu noktada unutulmaması gereken en önemli nokta mutluluk ya da mutsuzluk, sevinç ya da acı gibi yoğun duyguların hiçbir şekilde kalıcı olmadığıdır. Ayrıca travma ile başa çıkmak için yapılabilecek adımlar şu şekilde sıralanabilir:
Tüm bunların dışında kişinin düzenli olarak bir program ve rutin oluşturması sürecin daha kısa süre içerisinde geçmesine yardımcı olur. Travma yaratan olaylar, bir kişinin hayatını çok olumsuz yönde değiştirebilir. Eğer kişi kendi hayatını kontrolden çıkmış ve elinde tutamıyor gibi hissederse düzenli bir program, hayatına biraz düzen ve tahmin edilebilirlik kazandırdığı için sürecin iyileşmesini sağlayabilir.
Söz konusu iyileşme sürecinde altı çizilmesi gereken en önemli nokta ise kişinin profesyonel bir destek almasıdır. Profesyonel olarak destek almak, travmanın çok daha kalıcı ve derin etkileri ile başa çıkmak açısından son derece önemlidir. Travma sonrası stres bozukluğu gibi ortaya çıkan psikolojik etkiler ya da kaygı ve depresyon belirtileri yaşayan kişiler, psikoterapi başta olmak üzere farklı terapi yöntemlerini kullanarak iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Bununla beraber bilişsel davranışçı terapinin yanı sıra bilimsel temeli olan çeşitli yöntemler, kişinin bu travmatik deneyimlerle baş etmesine daha fazla yardımcı olur. Bu noktada tercih edilen kurumun travma sonrası süreçte iyi gelen terapileri hayata geçirmesi son derece önemlidir. Teta Clinic, söz konusu travma olduğunda üst düzey kalite standartlarında çalışma sistemi ile daha sağlıklı bir fiziksel ve psikolojik sağlığa sahip olmanıza yardımcı olur. Alanında uzman ekibi ile Teta Clinic farkını yaşamak için web sitemizi ziyaret edebilir ve iletişim numaralarımızı kullanarak profesyonel ekibimizle iletişime geçebilirsiniz. Teta Clinic, kalite ve güven odaklı hizmet sisteminin tek adresi olarak fark yaratmaya devam eder.