Duygusal açlık, kişinin fizyolojik gereksinim duymamasına rağmen yeme isteğinin oldukça fazla şekilde oluşması durumunu ifade etmektedir. Kişiler acıkmamasına rağmen, ihtiyacı olmadığı halde yemek yiyerek, duygularını yatıştırmak için bu eylemi sıklıkla gerçekleştirmektedir. Tüm bu duygulara engel olmak için yemek yiyerek sonrasında suçluluk hisseden kişi, yeme bozukluğu yaşayarak aşırı kilo alma gibi sorunlarla karşılaşmaktadır.
Duygusal açlığa en sık sebep olan nedenler arasında ise iş ve sosyal yaşantıdaki kaygılar, stres ve ruhsal boşluk yer almaktadır. Ancak sadece olumsuz duygular değil kutlama, buluşma gibi zamanlarda kişilerin kendini ödüllendirmek için oluşan pozitif duygularda duygusal açlığa neden olabilmekte ve aşırı yemeyi etkileyebilmektedir.
Duygusal açlık, bir çeşit yeme bozukluğudur. Bu rahatsızlığa sahip olan kişiler, erken yaşta çocukluk dönemlerinde ebeveynleri tarafından yatıştırılmak için sıklıkla beslenmektedir. Bu şekilde ileriki yaşlarında bu çocuklar açlık, tokluk gibi kavramları ayırt edememeye başlarlar.
Bu sebeple yetişkin birer birey olduklarında, rahatsız hissettikleri her anda yemeye odaklanırlar. Karşılaştıkları her türlü stres anında yada mutlu oldukları bir anda kendilerini yemeye verirler.
Bu nedenle günümüzde özellikle ergenlik dönemindeki çocukların aşırı kilo aldıkları yada buna meyilli oldukları görülmektedir. Bunun altında ise, yağlı ve karbonhidratlı besinlere erişimin kolay olması yatmaktadır.
Kişilerin hayatında stresli dönemler genel itibariyle ergenlik döneminden başlayarak ortaya çıkmaktadır. Nefret, öfke, kızgınlık gibi duygular bu dönemde daha yoğun görülmekte ve kişi kendini yemeye vermektedir. Ancak bu noktada stresini yönetmeyi bilen bireyler daha sağlıklı besinlere yönelirken, stresini yönetemeyenler ise daha sağlıksız ve sürekli olarak kendilerini yemeye vermektedir. Tüm bu nedenlerin yanı sıra duygusal açlığa sebep olan bir diğer neden ise, diyete bağlı duygusal yeme bozukluklarıdır. Kişiler diyet yaparken, ihtiyacı olan besinleri tam anlamıyla almadığında bunu telafi etmek için çok daha fazla yeme ihtiyacı hissetmektedir. Buda yeme bozukluklarını tetiklemekte ve aşırı yeme isteğini ortaya çıkarmaktadır.
Bunun yanı sıra hedonik yeme, beynin stresle başa çıkabilmek için yağlı besinleri kullanması, olumsuz duygularla başa çıkma ve içsel dışsal teori gibi nedenlerde, duygusal açlığa neden olan nedenler arasında yerini almaktadır.
Kişiler üzerinde etkili olan iki tür açlık çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan ilki fizyolojik açlık, bir diğeri ise duygusal açlıktır. Bu iki açlık arasında ise belirgin farklar bulunmaktadır. İşte fizyolojik ve duygusal açlık arasındaki en temel farklar;
Duygusal açlık yaşayan kişilerin bu durumu yaşamış olduğu belirtiler, göz önüne alınarak teşhisi konulmaktadır. Bunun için bir uzmana başvuran kişinin ilk olarak belirtilerini ele almak oldukça önemlidir. İşte duygusal açlık yaşayan kişilerin gösterdiği bazı belirtiler;
Yukarıdaki bu belirtiler ve daha farklı pek çok belirtiler gösteren kişilerde, duygusal açlık olabildiği düşünülmekte ve uzman tarafından gerekli netleştirici bazı detayların incelenmesi istenmektedir. Bu noktadan sonra kişide duygusal açlık sorununun olduğu belirlenirse, bu konuda tedaviye başlanmakta ve bu durum olabildiğince iyileştirilmektedir.
Duygusal açlık durumu; fiziksel ve duygusal olarak kendi içinde ikiye ayrılmaktadır. Ancak bu iki tür birbirine karıştırılırsa, bu rahatsızlığa tam anlamıyla net bir teşhis konulamaz ve tedavisi doğru şekilde yapılamaz. Fiziksel ve duygusal açlık arasındaki en belirgin fark açlık hissinin ertelenebilirliğidir. Aynı zamanda bu iki tür birbirinden farklı olan belirtileri sayesinde de kolaylıkla ayırt edilebilmektedir.
Fiziksel açlık; yavaşça ortaya çıkan ve kişinin yemek yedikten sonra kendini tok hissettiği noktada yemek yemeği durdurabileceği bir açlık türüdür. Aynı zamanda kişiler yemek yedikten sonra herhangi bir pişmanlık hissi duymamaktadır.
Duygusal açlık ise; birdenbire ortaya çıkarak, kişinin yemek yedikten sonra dahi sürekli yemek yeme ihtiyacı hissettiği bir açlık çeşididir. Aynı zamanda bu açlık türünde kişi, yemek yedikten sonra pişmanlık hissetmektedir.
Duygusal açlık bir diğer adıyla yeme bozukluğu tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bu durumdaki hastalara sürdürülebilir ve sağlıklı bir yaklaşım benimsetmek oldukça önemlidir. Bu noktada kişileri tedavi edebilmek için uygulanan bazı yöntemler bulunmaktadır. Bunlar şu şekildedir;
Yukarıdaki tüm bu tedavi yöntemleri içerisinde yer alan kriterleri uzman bir ekiple yürütmek son derece önemlidir. Bu konuda alanında uzman ve tecrübeli kişilerle çalışmak daha doğru ve gerçek bir tedavi uygulanmasına olanak tanıyacaktır.
Teta Clinic olarak yılların vermiş olduğu deneyim ve tecrübe ile duygusal açlık konusunda pek çok tedavi yöntemi ile hastalarımızın bu durumu aşmasına yardımcı olmaktayız. Sizde duygusal açlık tedavisi hakkında gerekli bilgilere sahip olmak isterseniz, hemen web sitemizi ziyaret edebilir, uzman ekibimizle iletişime geçerek gerekli bilgileri edinebilir, bu yolda bizimle beraber yürüyebilirsiniz.