Pazartesi - Cumartesi 08:00 - 19:00

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB); İnsanların obsesyon ismi verilen sürekli tekrar eden düşüncelere sahip olması ve bu düşüncelerin kendisini rahatsız etmesinden kaynaklı, genel olarak rahatlamak için kompulsiyon ya da ritüel ismi verilen sürekli tekrar eden davranışlarda bulunması ile karakterize bir durum olarak karşınıza çıkar.

obsesif-kompesif-bozukluk.jpg

Günlük hayatın içerisinde her insan bazı konular hakkında endişe ve takıntılara sahip olabilir. Birçok insan ortaya çıkan bu duygularla baş edebilir ve yaşam kalitesini düşürmesine izin vermeden çözüme ulaştırmayı başarır. Ancak bazı kişiler, gerçeklik duygusunu kaybetmeden bu hislerin doğru olmadığını bilmesine rağmen takıntılı düşüncelerle karşı karşıya kalabilir. Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ise bu noktada devreye girer. Bu bozukluğa sahip olan kişiler kontrol edemedikleri korkuları, düşünceleri ya da imgeleri saplantı halinde yaşarlar. Bu durum hem çevresinde bulunan insanlar açısından, hem de kendileri için çok rahatsız edici olabilir. Bu düşüncelerin ürettiği gerginlik, kaygı ve kendini tekrar eden davranışlar, ritüeller ya da rutinlerin zorunlu hale getirilmesine neden olur. Obsesif kompulsif bozukluğu olan hastalar tüm bu zorunlulukları, takıntılı düşünce yapısını önlemek ya da ortadan kaldırmayı sağlamak için tüm bunları bir rutin haline getirir.

Obsesif kompulsif bozukluk; bazı takıntılı düşüncelerin hayat kalitesini ve günlük yaşam aktivitelerini etkileyecek düzeye gelmesi sonucunda ortaya çıkan ruhsal bir hastalık olarak bilinir. Takıntılı düşüncelerin ve dürtülerin ön plana çıkması anlamına gelen obsesyon ile yineleyici zihinsel eylemler ve davranışlar anlamına gelen kompulsiyon davranışları bir araya geldiğinde bu hastalık oluşur. Obsesyon; kişinin zihninden uzaklaştırmayı başaramadığı düşünce, fikir ve dürtüler, bu kişinin isteği dışında gelişir. Kişi bunları mantık dışı değerlendirmeye alsa bile düşünmekten kendini alamadığı için yoğun şekilde sıkıntı yaşayarak huzursuzluğa ve anksiyeteye sahip olur. Obsesyonların oluşturduğu bu sıkıntıyı ve huzursuzluğu yok etmek amacıyla yineleyici davranışlar ve bazı zihinsel eylemler geliştirmeye başlar.

Son yıllarda toplum içerisinde görülme oranı çok yüksek olan obsesif kompulsif bozukluk hastalığı, her 100 kişiden iki ya da üçünde vardır. Genel olarak ergenlik döneminde ve 20-30'lu yaşları kapsayan bu hastalık, çocukluk dönemi de dahil olmak üzere her yaşta görülebilir. Kadınlarda daha sık görülen bu hastalık erkeklerde ise genel olarak erken yaşlarda görülür.

Obsesif kompulsif bozukluk hastaları; takıntıları görmezden gelmeye ya da durdurmaya çalışsa bile, bu durumu engelleyemeyeceği gibi yaşanan endişeleri artırır. Kişi, yaşadığı stresi azaltmak için zorlayıcı eylemlerde bulunmaya başladıkça aslında kendini zorlar. Bu takıntılı düşünceler ya da dürtülerden kurtulmak isteseler de bu durum bazen çok kötü sonuçlar doğurabilir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Belirtileri Nelerdir?

En yaygın olarak karşılaşılan obsesyon belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Düzen, kusursuzluk ve simetri dürtüsü,
  • Sürekli güven ihtiyacı ve aşırı kuşku düşüncesi,
  • Hata yapmaktan korkma,
  • Başka insanlara zarar vermekten korkma,
  • Mikrop ya da pislik bulaşmasından korkma,
  • Sosyal konuda kabul edilemez bir davranışta bulunmaktan ya da rezil olmaktan korkma,
  • Günahkar düşüncelerden korkma,
  • En yaygın kompülsiyon belirtileri ise şu şekilde sıralanır:
  • Tekrar tekrar kontrol etme, el yıkama ve duş alma,
  • Değeri olmayan nesneleri toplayarak biriktirme,
  • Kapı tokmağı tutmamak, el sıkışmamak,
  • Yapılacak işleri belli bir sıraya sokarak belli sayıda yapma,
  • Belli kelimeler, duaları ya da cümleleri tekrar etme,
  • Rahatsız edici, akıldan çıkmayan ve uykuları bölen görüntülere, düşüncelere, kelimelere takılma,
  • Evdeki eşyaları ya da bireysel eşyaları belli bir biçimde düzenleme,
  • Günlük rutinleri yerine getirirken yüksek sesli ya da içinden sürekli olarak sayı sayma isteği,
  • Ocak, kilit, ütü, elektrik gibi kapanması gereken eşyaları tekrar tekrar kontrol etme,
  • Yemekleri belli bir sıraya göre tüketme isteği,

Obsesif kompulsif bozukluk, genel olarak hem saplantı hem de kişinin kendini zorlamasını içine alır. Ancak yalnızca obsesyon semptomları olması da mümkün olabilir. Obsesif kompulsif bozukluk hastalarında zorlamaların ve takıntılar aşırı derece olduğu kolay bir şekilde fark edilebilir. Bu hastalar takıntılı düşünceleri olduğunda, bu endişeleri kontrol etmeye yardımcı olacak kurallar ya da ritüeller oluşturmak isteyebilir. Ancak bu kontrol etme çabası genellikle düzeltmeyi amaçladığı sorunla gerçekçi şekilde ilişkili değildir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedenleri Nelerdir?

Obsesif kompulsif bozukluk, kendini tekrar eden bir hastalık türüdür. Obsesif kompulsif bozukluk sürekli müdahil olma, istenmeyen düşünceler, endişe ve sıkıntı veren dürtüleri kapsar. Bu hastalığa sahip olan kişiler kendini zorlayarak tüm düşüncelerini görmezden gelmeye ya da onlardan kurtulmaya çalışabilir. Ancak hasta bu gibi saplantılardan kurtulmak isterken daha çok zorlanabilir. Genel olarak gençlik ya da erken yetişkinlik yıllarında başlayan bu sağlık sorunu, semptomları yavaş yavaş başlayarak tüm yaşam boyunca değişiklik gösterebilir.

Obsesif kompulsif bozukluk, stres altındayken çok daha kötü hale gelebilir. Genellikle yaşam boyu süren bir hastalık olarak kabul edilirken, kişiden kişiye hafif ve orta şiddette semptomlarla kendini gösterebilir.

Obsesif kompulsif bozukluğun nedeni tam olarak bilinmese bile, çevresel ve biyolojik faktörlerin bu hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynadığı düşünülür.

Buna bağlı olarak;

Çevresel faktörler: Kişinin aile ve sosyal çevresinde yaşadığı yoğun stres bu hastalığın gelişimini tetikleyen unsur haline gelebilir. Kişide var olan hastalık hafif semptomlarla seyrederken, bazı çevresel faktörler hastalık semptomlarının artmasına neden olabilir. Kişinin yaşamında köklü değişimlere neden olan bir evlilik, taşınma, cinsel taciz, çocuk sahibi olmak gibi erkenler obsesif kompulsif bozukluk nedenleri arasında sıralanabilir. Bunlara ek olarak yaşanan bir hastalık, kişinin sevdiği birini kaybetmesi, iş ya da okul hayatındaki yaşadığı problemler, insan ilişkilerinde yaşadığı kaygılar ve travmalar hastalığı tetikleyen önemli sebeplerdendir.

Biyolojik faktörler: Karmaşık bir yapıya sahip olan insan beyni, normal fonksiyonlarını sorunsuz şekilde devam ettirebilmek için nöron ismi verilen bir takım sinir hücrelerine ihtiyaç duyar. Elektrik sinyalleri ile iletişim kuran nöronların birbiriyle bilgi alışverişi yapmasını sağlayan kimyasallar nörotransmitterdir. Bu transmitter ile arasında bulunan serotonin seviyesinde yaşanan düşme, obsesif kompulsif bozukluğun gelişmesine neden olabilir. Serotonin miktarında yaşanan bu değişimin anne ve babadan çocuğa geçmesi ise obsesif kompulsif bozukluğun genetik olabileceği düşüncesini uyandırır. Beyindeki bu serotonin dengesizliği, beynin plan yapma ve sağduyu ile alakalı bölgelerini olumsuz anlamda etkiler. Ayrıca streptokok bakterisinden kaynaklı oluşan enfeksiyonlarında bu hastalığın gelişimine yol açtığına dair araştırmalar söz konusudur.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi

Obsesif kompulsif bozukluğun teşhis edilebilmesi için yapılabilecek herhangi bir laboratuvar testi yoktur. Alanında uzman bir psikiyatrist tarafından hastanın davranışları izlemeye alınır ve bu belirtileri değerlendirilerek hastalık teşhis edilir. Tedavinin başarısında erken teşhis çok önemli bir yere sahiptir. Bilişsel davranış terapisi ve ilaç tedavisi birlikte uygulanır.

Bilişsel davranış terapisi: Bu terapide hedeflenen hastaların ritüellerini gerçekleştirmesinin önüne geçerek, korkularıyla yüzleşmesini sağlamak ve anksiyetelerini azaltmaktır. Obsesif kompulsif bozukluğu yaşayan hastaların abartılmış bir felaket içeren düşüncelerini azaltmaya odaklanan bilişsel davranış terapisi ile hastaların gerçek olarak algıladığı tüm düşüncelerden uzaklaştırılması sağlanır.

İlaç tedavisi: Antidepresan ilaçlar ve beyinde bulunan seratonin düzeyini dengelemeyi sağlayan ilaçlar, hastalığın tedavisi için sıklıkla uygulanan yöntemlerdir. İlaç ve bilişsel davranış tedavisine cevap vermeyen hastalarda beyin cerrahisi ya da elektrokonvulsif terapiler uygulanır. Elektrokonvulsif terapi hastanın başına takılan elektrotlar aracılığı ile nöbete neden olan elektrik şoku verilir. Oluşturulan bu nöbetler ile beyinde nörotransmitterlerin salınımı çoğalır ve düzenli yapılan bu tedaviler ile hasta normal hayatına dönüş yapabilir.

Obsesif kompulsif bozukluk, tedavi edilmediği sürece kendiliğinden iyileşmesi mümkün değildir. Bu yüzden uygun tedavi yöntemlerini hayata geçirmek oldukça önemlidir. Teta Clinic, alanında uzman sağlık çalışanları ile obsesif kompulsif bozukluk ile alakalı tüm gerekli terapi ve tedavi yöntemlerini üst düzey kalite standartlarında uygular. Kalite, güven ve çözüm odaklı tedavi seçeneklerine cazip fiyat aralıklarında sahip olmak için Teta Clinic web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

İletişim Formu
Tüm Hizmetlerimizle ilgili Detaylı Bilgi İçin Bizimle İletişime Geçin...
Teta Klinik