Yemek problemleri, yalnızca beslenme sorunu olarak sınırlı kalan bir bozukluk değildir. Daha çok kişinin yiyecekleri ele alış biçimi ve kişilerin kendi bedeniyle olan ilişkisinin bozulması anlamına gelir. Yeme bozukluğu olan kişilerin yeme davranışını çok fazla kısıtladığı, güçlü bir şekilde kontrol ettiği ve yeme alışkanlıklarının getirdiği davranışlarının kontrolünü tamamen kaybettiği görülür. Yemek yeme problemi her insanda birbirinden farklı şekillerde kendini gösterebilir. Bu olumsuz durumun ortak noktası ise düşük benlik saygısı ve duygusal birtakım problemlerle ortaya çıkar. Aslında bu durumu yaşayan birçok hasta bilinçsiz bir şekilde yemek yiyerek içsel dünyasında var olan birtakım çatışmaları çözmeye ve sonuca ulaştırmaya çalışır. Bununla birlikte duygusal sorunun aslında gizlenmesi ya da ihmal edilmesi tüm yeme bozukluklarının ortak özelliği olarak kabul edilir.
Yeme bozukluğu, sağlığı doğrudan etkileyecek düzeyde yetersiz ya da aşırı derecede yemek yeme davranışı olarak ifade edilir. Yeme bozukluğu olan kişinin bedeni, sosyal hayatı ve duygusal durumu yemek yeme alışkanlığının anormal olmasından kaynaklı zarar görür. Bu durumda bu kişilerin günlük hayatı yeme tarzını değil, yeme tarzı direkt olarak günlük yaşamını etkiler. Beslenme ve yeme bozukluklarının ortaya çıkma şekli şu şekilde sıralanabilir:
Henüz tanımlanmamış beslenme ve yemek bozuklukları olarak dikkat çeker.
Çocukların çok az yemek yemesi ya da çok fazla seçici davranması, anne babalar tarafından çocuğunun sağlıksız olduğunu düşündürdüğü için can sıkıcı bir durumdur. Çeşitli beslenme ve yeme bozuklukları, çocuklarda zaman içerisinde bazı sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Bunların en doğru şekilde tespit edilmesi ve sonrasında çocuğun yemek yemesine engel olan hastalıkların teşhis edilmesi oldukça önemlidir.
Çocukluk döneminde yeme ve beslenme bozukluklarıyla karşılaşmak aslında çok sık rastlanan bir durumdur. Çocukluk çağında çocukta yeme bozukluğunun tespit edilmesi halinde bu beslenme ve yeme bozukluğu tedavi edilmemesi halinde, hayatı tehdit edilebilen sağlık sorunlarıyla karşılaşmak çocuk için kaçınılmaz olacaktır. Erken çocukluk çağında besinlere bağlı olan durum değişikliği zaman içerisinde çocuklarda sosyo-psikolojik bir sorun olarak çocuğunuzun yeme davranışını etkileyebilir. Bu çağda en fazla görülen yeme ve beslenme bozuklukları ise şu şekilde sıralanabilir:
Pika : Pika sendromu çocuklarda çinko ve demir eksikliğinden kaynaklı olarak toprak, kil, kireç hatta cam gibi yenmesi uygun olmayan maddelerin bir şekilde 1 aydan fazla süre tüketilmesi durumu olarak karşınıza çıkar. Çocukta yeme probleminin en tehlikeli hali olan pika sendromu, iki yaşından büyük olan çocuklarda daha sık rastlanılan bir durumdur. Bebeklerde nesneleri ağza götürerek keşfetmek son derece normal bir durum olarak kabul edildiğinden, bu yeme bozukluğu olan sendromun fark edilmesi ve teşhis konulması için çocuğun iki yaşını geçmiş olması daha doğrudur. Pika sendromunun altında yatan nedenler iyice araştırılması, otizm sendrom bozukluğu ya da zihinsel bir engel kaynaklı olup olmadığı mutlaka tespit edilmelidir. Eğer çocukta bir takım mineral, çinko, demir gibi vitaminlerin eksikliği bu duruma neden oluyorsa, en kısa sürede tedavi edilmelidir.
Ruminasyon: Çocuklarda ruminasyon bozukluğu her yaş aralığında ortaya çıkabilir. Genel olarak bebeklerde ve süt çocuklarında karşılaşılan bu durum çok fazla görülmese bile, en az bir ay boyunca düzenli olarak yiyeceklerin ağza gelmesi olarak ifade edilir. Çok sık görülen bu yeme bozukluğu, yemek yedikten sonra sindirilmiş olan gıdaların çaba göstermeden kusma, bulantı, öğürme ya da tiksinme yaşamadan kolayca ağza geri gelmesi ve yeniden çiğnenerek tekrar tutmaya ve tükürmeye başvurulmasıdır. Bu eylemi gerçekleştiren çocuk sonrasında kısa süreli olarak bir rahatlama yaşayabilir. Bu yemek yeme problemi tedavi edilmediği takdirde çocukta beslenme yetersizliğine bağlı olarak kilo kaybı ve elektrolit bozuklukları gibi farklı sorunların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Anoreksiya Nervoza: yetişkin kişilerde daha fazla rastlanan anoreksiya nervoza, çocuklarda da kilo almak ve şişmanlamaktan korkarak ortaya çıkan bir durumdur. Bu çocuklarda her ne kadar belirgin bir şekilde düşük kilo söz konusu olsa bile, kilo almayı güçleştiren beslenme davranışlarının geliştiğini görmek mümkündür. Vücudun ihtiyacı olan enerji alımını kısıtlayarak ilerleyen bu bozukluk, cinsiyet, yaş ve gelişimsel durumlara göre değişkenlik gösterir. Bu problemden kaynaklandığı için ortaya çıkan aşırı derecede zayıf olma durumu, zamanla çok önemli bir sağlık sorunu haline gelir. Bu durumda çocuğun vücut ağırlığını ve biçimini zihinde nasıl algıladığı ile alakalı bir bozukluk vardır.
Kısıtlı Yeme Bozukluğu: Kısıtlı yemek bozukluğu yiyeceklerin kokusu, tadı, dokusu, kıvamı ve rengi gibi özellikleri ile birlikte gelen yemenin ortaya çıkarabileceği kusma, boğulma ve reflü gibi sebeplerden korkarak yemek yemekten kaçınma sorunudur. Bu durumu yaşayan çocukların yemekten kaçarak yemek çeşitliliğinin olmaması ve yeni yiyecekler tatmaktan kaçınma gibi durumları ortaya çıkabilir. Ancak yemek seçme ve bu durum sıklıkla birbirine karıştırıldığı için birbirinden farklı durumlar olduğu bilinmelidir. Çocukluk döneminde yemek seçmek aslında çok sık rastlanan ve son derece normal bir durumdur. Yemeklerde seçici davranan çocuklar gıdanın kokusu, dokusu, rengi gibi özelliklerine bakarak bu yiyecekleri çok az miktarda tüketmek isteyebilir. Bu gibi çocukların çoğunlukla boğulma tehlikesi atlattıktan sonra gelişen bu yeme bozukluğundan dolayı hızlı bir şekilde kilo kaybı yaşadığı görülür.
Tıkınırcasına Yeme Sorunu: Tıkanır gibi olan yeme bozukluğunun temel sebebi çocukların ihtiyacı olandan fazlasını tüketmek istemesinden kaynaklıdır. Çocuklarda normalden daha hızlı bir şekilde yeme isteği, rahatsız edecek oranda tokluk hissi yaşayana kadar yeme isteğinin olması, bedensel olarak aç değilken aşırı miktarda besin yemek istemesi, utandığından dolayı bu davranışları tek başınayken yapması tıkınırcasına yeme bozukluğunun belirtiler arasında yer alır. Bu durumu yaşayan çocukların zaman içerisinde tiksinme, çökkünlük ve büyük bir suçluluk duygusu yaşaması normal kabul edilir.
Bulimia Nervoza: Bu durum tıkınırcasına yeme bozukluğuna benzer belirtiler gösterirken, sonuç olarak çocukların yiyebileceğinden bile daha fazla besin tüketmesi ile sonuçlanır. Besinleri tükettikten sonra pişmanlık hissi yaşayan çocukta kendi kendine kusturmaya çalışma eğilimi, ergenlik döneminde idrar söktürücü ya da ishal yapıcı diğer ilaçları bilinçsiz bir şekilde kullanmaya çalışma, hiç yemek yememe ya da aşırı derece spor yaparak zayıflamaya çalışma durumu görülebilir.
Beslenme bozukluğu altında psikolojik bir sorunun yattığı, ilerlediği takdirde hasta için çok kötü sonuçlar doğurabilen önemli bir sağlık sorundur. Bu durumu yaşayan çocuğun hiç vakit kaybetmeden tedavi edilmesi, ileri yaşlarda baş edilmesi daha zor olan sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmaması açısından son derece önemlidir. Bu anlamda Teta Clinic, üst düzey standartlarda hizmet anlayışının hakim olduğu, bu gibi sağlık sorunlarına gerekli terapi yöntemleriyle tedavi sunabilen oldukça profesyonel bir klinik olarak karşınıza çıkar.
